“Bu kahveci güzeli gerçekten müstesna bir delikanlı...
Balmumundan dökülmüş gibi yumuşak ve biçimli vücudu var.
Zengin adam kahveci güzelini yanına alıp konağa götürdü. Hemen cemaati çağırarak kızını kahveci güzeline nikâh etti. Şerbetler içildi. Herkes yerli yerine ayrıldı. Gelin hamınla kahveci güzeli o gece gerdeğe girdiler. Girdiler amma kahveci güzeli kızı kolları arasına alınca bir de ne görsün. Kız bakire değil. Sabah olur olmaz kahveci güzeli bu kızı boşadı. Aradan bir kaç zaman geçince bir zengin kız daha aldı. Baktı ki bu kız da bakire değil. Sözde kızdır. Sabah onu da boşadı.”/Peyami Sefa, Paşa Kızı ve Koylü Çocuğu, Ay Dizisi’nden, Damla Yayınevi.


Aytül Akal1997-2002  yılları arasındaki 5 yıl boyunca, Cumhuriyet Kitap Eki’nde çocuk kitapları hakkında olumlu/olumsuz görüş bildirdigim süre içinde, kitapları olumsuz eleştiri alan yazarlardan ya da o kitapları yayımlama izni veren editörlerden pek çok azar işittim.
Kimi iş yerimi arayıp kitabının ne kadar harika olduğunu savundu, kimi evimi arayıp çocukların kitaplarına bayıldığını, kendilerinin modern Jules Verne, ya da çocukların Orhan Pamuk’u olduğuna dair uzun konuşmalarla beni inandırmaya çalıştı.
Editörler ise, kitabın satış şansını özellikle engellemeye çalıştığım ve bunun haksız rekabete girdigi konusunda beni suçlamaya kalktı.