Makale Dizini

Her iki masalda da sular insanlar tarafından kirletilmektedir. Fabrikayı kuran, sahibi olan insan, denizleri kirleten, kanalizasyon sularını denize boşaltan, sulara gereksiz maddeleri atan, tarım alanında kimyasal maddeleri kullanan yine insandır. Yani suları kullanan ve ne yazık ki kirleten de insan. Üstelik bunun önlemini alacak olan da yine insandır. İnsanın kendi eliyle kendi geleceğini karartması kabul edilemeyecek bir durumdur. Bunun bilincine varılması -özellikle erken yaşlarda- ve gerekli önlemlerin zamanında alınması da geleceğimiz için oldukça önemlidir.

Çöp Kafalı ÇocukÇevre sorunlarından bir başkası da toprak kirlenmesidir. Yaşamın, canlılığın kaynağı sayılabilecek toprağın yapısına katılan ve böylece toprağın verim gücünü düşüren, toprak özelliklerini bozan yabancı maddeler toprak kirlenmesine neden olmaktadır. (bkz: http://www.syriabank.com/ hit/çevre eğitimi, (17.01.2007); http://www.kuresel-isinma.org/kuresel-isinma/cevre-kirlili%C4%9F.html (13.08.2007).

Toprak kirlenmesi, hava ve suları kirleten maddeler tarafından meydana getirilir. Örneğin “kükürtdioksit oranı yüksek olan bir atmosfer tabakasından geçen yağmur damlacıkları ‘asit yağışları’ halinde toprağa gelir. Toprak içine giren bu asitli sular ağaç köklerini, bitkisel ve hayvansal toprak canlılarını zarara uğratır. Toprağın reaksiyonunu etkileyerek besin maddesi dengesini bozar, taban sularını, yeraltı sularını içilmez hale getirir. Aynı şekilde çöp yığınlarından toprağa sızan sular, kirli sulama suları, gübre çözeltileri, radyoaktif maddeler, uçucu küller toprağı kirletir. Böyle topraklarda bitkiler yetişmez, toprağı havalandırarak yarar sağlayan solucan vb. hayvanlar yaşayamaz duruma gelir. Topraktan bitkilere geçen kirletici maddeler, besin zinciri yoluyla insana kadar ulaşır, hastalıkların artmasına, yayılmasına neden olur (bkz: http://www.syriabank.com/ hit/çevre eğitimi, (17.01.2007); http://www.kuresel-isinma.org/kuresel-isinma/cevre-kirlili%C4%9F.html (13.08.2007); http://www.cevreorman.gov.tr/toprak (14.08.2007)

Kısacası, çevre kirliliğine neden olan etmenlerin hepsi birbirini etkilemekte, sadece birini bile kirletmek diğerlerini harekete geçirmekte ve dolaylı yollardan insana ulaşmaktadır. Tek bir sorunla uğraşmak, onu yok etmeye ya da azaltmaya çalışmak, sorunun ortadan kalkmasına yetmeyecektir, çünkü su, toprak ve havanın sadece birinin kirletilmesi, diğer kirliliklerin hem nedeni hem de sonucu olmaktadır.

“Çöp Kafalı Çocuk” ve “Park Yiyen Robot” masalları insanların çevreyi dolayısıyla toprağı kirleterek ne hale getirdiklerini anlatan güzel örneklerdir.

“Çöp Kafalı Çocuk” masalında anlatılan çocuk “(…) bütün çocuklar gibi şeker, çikolata yemeyi çok severmiş, severmiş ama yediği şeker ve çikolataların kağıtlarını hep yerlere atarmış. Meyveleri de çok sever, ama kabuklarını hep yerlere atarmış. Ya yolda yürürken, parkta otururken yediği çekirdeklerin kabuklarını ne yaparmış dersiniz? Olamaz! Onları da yerlere atarmış. (…) Çöpleri yerlere atmak, çöp kutusuna atmaktan kolay gelirmiş” (Akal, 1997, s.37). Bunu gören uzaylı bir çocuk “Galiba bu çocuk çöp kafalı, çöpleri çok seviyor, ben de ona sevineceği bir sürpriz yapayım” diyerek çocuğun “attığı çöpleri tek tek toplamaya başlamış. Önce meyve, sonra ayçekirdeği kabuklarını… Sonra da, şeker kağıtlarını… Ama topla topla çöpler bir türlü bitmiyormuş” (Akal, 1997, s.39) Uzaylı çocuk bütün bu çöpleri çocuğun yatağına doldurmuş. Gece yatmaya giden çocuk yatağının bir çöplükten farksız olduğunu görünce çok şaşırmış, utanmış, temizlemek için gece boyunca çalışmış ve çok yorulmuş. Bir daha yerlere çöp atmamaya gayret etmiş, hatta çöp atanları da uyararak çevrenin temiz kalmasına katkıda bulunmuş (Akal, 1997, ss.37-41).

Park Yiyen Robot Toprağa atılan çöpler, yabancı maddeler, zararlı maddeler ve bunların çevreye verdiği olumsuzlukları anlatan diğer bir masal da “Park Yiyen Robot” tur. Masalda,“bir mahallede, apartmanların arasında, üzerine ev yapılamayacak kadar küçük bir arsa varmış. Çevrede oturanlar, çöplerini hep bu arsaya dökermiş. Gerçi herkes başkalarının burayı çöplük olarak kullanmasına kızıp eleştirir, ama akşamları kendileri de gizlice gelip çöplerini bu arsaya boşaltmaktan geri kalmazmış. Arsada böylece büyük bir çöp yığını birikmeye başlamış. Her taraf pis, her taraf mikropluymuş. Gün geçtikçe çöpler şişmanlayıp büyüyor, arsanın her yanını kaplıyormuş.O mahallenin küçük çocukları, bu çöplerin üzerinden atlayarak kovalamaca oynar, çöplerin arasına saklanır, bazen de çöpleri karıştırarak kendilerine oyun oynayacak bir şeyler ararmış. Bir gün çocuklar, pislik içindeki teneke kutuları toplayıp üst üste dizerek bir robota benzetmişler. Robotun kol ve bacaklarını plastik su şişelerinden yapmışlar. El ve ayaklarını ise teneke kola kutularından… Ya kafası? Kafası, paslı bir yağ tenekesiymiş. Çocuklar akşama kadar bu robotla oynamış, akşam olunca evlerine dönmüşler” (Akal, 1998a, ss20-21).