Çocuk ve gençlik yazınının usta kalemlerinden Aytül Akal, Türkiye’de yazma uğraşını çocuk kitapları üzerine kurgulayıp, kitaplarındaki tüm dramatik yapılanmayı çocuğun imge dünyasına uygun olacak şekilde kaleme alan çağdaş yazarlardan biridir. Öyle ki onun için kullanılabilecek tek tabir vardır. “Modern Zamanın Masal Perisi”
Yoğun çalışma sürecinde yakaladığımız Aytül Akal ile Çocuk Rehberi için keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Çocuklarınıza kitap okumayı nasıl sevdireceğinizi bilmiyorsanız eğer bu söyleşi tam da size göre, bizden söylemesi….
Çocuk kitapları yazmaya nasıl karar verdiniz?
Edebiyatla olan ilgim, daha okul sıralarında başlamıştı ama çocuklar için birşeyler yazacağım açıkçası aklımın ucundan bile geçmemişti. 1988 – 89 yılları arasında küçük oğlum iki buçuk yaşındaydı ve benden ısrarla kertenkele masalı anlatmamı istemişti. Oysa kertenkele masalı yoktu. Ben de uydurmak zorunda kalmıştım. Daha sonra yeni masallar istediğinde yeni konular, yeni karakterler anlatmayı sürdürdüm. Sonunda farkına bile varmadan kendimi çocuk edebiyatı içerisinde buluverdim. Yani bir “karar verme” değil de, daha çok “kendini orada buluverme” durumu oldu. Bu anıma da, aytulakal.com adresindeki “Küçük Kertenkele” başlığıyla arama yapıldığında kolaylıkla ulaşılabilir.
Çocuk kitapları yazarken nelerden esinleniyorsunuz?
Esin kaynağım; çocukların yaşamı algılayışlarında, beklentilerinde ve umutlarında saklı. Kendilerine güvenip, hayallerine sarılabilmeleri ise benim tek arzum…
İyi bir çocuk kitabı size göre hangi özellikleri taşımalıdır? Bu anlamda ebeveynlere nasıl tavsiyelerde bulunursunuz?
İyi bir çocuk kitabı, hem çocukların hem de yetişkinlerin severek okuduğu kitaplardır. Düşünün ki yetişkinler, henüz okumayı bilmeyen çocuklara okuyorlar. Eğer onlar okurken kitabı sıkıcı buluyorlarsa, çocukların beğeniyle dinlemeleri beklenebilir mi? Yetişkin kitapları, çocuklara seslenmez ama iyi bir çocuk kitabı yetişkinlere bile kendini sevdirebilen kitaplardır. Ebeveynlere bol bol çocuk kitabı okumalarını öneriyorum. Hem böylelikle dünyayı güzelleştirmek için gerekli heyecana ve enerjiye de kavuşmuş olurlar.
Çocuklara kitap sevgisi aşılamak için sizce neler yapılmalıdır?
Çocukları küçük yaştan kitaplarla buluşturmak öncelikle çok önemli. Küçük yaş derken, anne karnına kadar indirebiliriz yaşı, o denli yani…
Onunla birlikte kitap sayfalarını çeviren ebeveynleri varsa eğer çocuğun kitabı hayatının değerli bir parçası olarak görmemesi olası değildir. Kısacası her zaman çevresinde kitaplar bulundurmalı ve birlikte okuma zamanı yaratılmalıdır.
Gönüllü 4 yazarın çalışmasıyla oluşturulan “Bebeğimiz Seviyorum Ona Kitap Okuyorum” projesi ile bebeklerin doğum itibariyle kitapla tanıştırılmasını hedeflemiştiniz. Peki bu proje sonundaki izlenimleriniz nasıl oldu? Beklediğiniz ilgiyle karşılaştınız mı?
Gönüllü çalışmaları okurlara taşıyacak olan ya da taşıması gereken kurumlardan yana ilginin yeterli olduğunu söyleyemem. Çoğu gönüllü çalışmada, “Yaptım oldu, geçti gitti” bakışı var. Yapılanı takip ve sürdürme hevesi ise bir nevi saman alevi gibi. Her çalışmaya sıfırdan yeniden başlanıyor. Çok emek ve zaman harcanıyor. Daha proje ortaya çıkmadan yönetimin değişikliğiyle yeniden başa dönülüyor, sonrası ise malum. Gelsin “yeni proje”
Sosyal sorumluluk projelerinde gözlemlediğim ve en zoruma giden şey bu. İlgi ve heves eksikliği… “Bebeğimi Seviyorum Ona Kitap Okuyorum” projesi hastanelerde annelere dağıtıldı. Kitap tükendiğinde, yönetim değişmişti. Biz de proje arkadaşlarım Mavisel Yener, Çiğdem Gündeş ve Nilay Yılmaz’la birlikte kitabı yenileyip, yaş aralığını genişlettik ve “Okusun da Büyüsün” başlığıyla yeniden hayata geçirmeyi hedefledik. Henüz çalışmalarımız sürüyor. Örneğin yine gönüllülük esasıyla hazırladığımız “Yol Boyunca Renkler” projesi de altı yıldır yönetim değişikliklerinin kurbanı olunca, sonunda sosyal projeden çıkarıp, bir yayınevinde basılmasına karar verdik. Sonuçta önemli olan projenin çocuklara ulaşmasıydı. Can Çocuk sayesinde bunu başardık. Yol Boyunca Renkler ise yaz sonunda yayımlandı.
Yakın zaman içerisinde imzanızı atacağınız yeni projeleriniz bulunmakta mı?
Projeler, hayatımın vazgeçilmezi. Biri biterken yenisini planlamaya başlıyorum. Bu yıl kitap projelerine ağırlık verdim. Aktivite kitapları, romanlar ve resimli kitaplar… Kimi resimlenmekte, kimi tasarım aşamasında, kimi baskıda olan birçok kitap var.
Sosyal sorumluluk projelerinde ise yazar arkadaşım Mavisel Yener’le birlikte, Mutlu Olalım projesinin gönüllü yazarları olduk. Onkoloji tedavisi gören çocuklara armağan edilmek üzere, “Hastanede Şenlik Var” başlıklı kitabı hazırladık. O da şu anda matbaada basım aşamasında.
Çocuk Rehberi aracılığıyla üzerinde çalıştığınız yeni kitabınızla ilgili küçük bir tüyo vermek ister misiniz? Küçük okurlarımızı bu sefer nasıl bir macera bekleyecek?
A-ha! Bu sefer çocuk okurlarımı çok şaşırtacağım. Çünkü önümüzdeki dönem bir değil, çok sayıda macera onları bekliyor olacak. Azıcık ipucu vermem gerekirse eğer;
”Zıplayan Şiirler” Bilgi Yayınevi’nde zıplamaya başladı bile.
”Reçelli Şiirler” çıktı çıkıyor. (Redhouse)
Mavisel Yener’le birlikte yazdığımız “Kayıp Kitaplıktaki İskelet”, (Foundintranslation.org.uk) dünya listelerinden İngilizce’ye çevrilmek üzere İngiltere’de seçilen on kitap arasındanTürkiye’yi temsil eden kitap oldu. Okurların devamını bekledikleri bu kitabın ikincisi sonunda geliyor: “Kayıp Kitaplıktaki İskelet-2 /Yaşayan Ölüler”… Tudem’de basım aşamasında.
”Esrarengiz Duman”, üst yaş gruba bir roman, o da şu an Mandolin’de, bu satırları yazarken basılmış bile olabilir.
”Ormanda Oyun” resimli kitap dizisi, dört macera… Redhouse’da hazırlanıyor, üçüncü kitabın resimlenmesi bitmek üzere.
”Moko ile Dinozo”’nun dizisi de dört kitap, resimlenmeyi bekliyor.
Mandolin’de yayımlanan “Fantastik Galaksi” serisinin üçüncü kitabı geliyor. O da öncekiler kadar komik. Yaşamını çocuk edebiyatına adayan bir yazar olarak, İş Bankası Yayınları arasında çıkan “Kedi Seven Öyküler” serisinin 4. ve 5. kitaplarının da hazırlanma sürecinde olduğunu söyleyebilirim.
Bitti mi? Elbette bitmedi! Mavisel Yener’le birlikte hazırladığımız yeni bir proje daha var ama yolculuğunun ne yöne akacağını henüz bilmediğimizden, onu şimdilik sır olarak saklayayım.